MOJO

25 Kasım 2016 Cuma

25 Kasım 2016 Motor Boat & Yachting ve Kalamış Yelken Kulübü işbirliği ile "Deniz Sohbetleri"ndeyiz...








03 Aralık 2016 tarihinde saat:11.30'da 

Fenerbahçe Havasu Cafe'de 

MOTORBOAT & YACHTING Dergisi yazı işleri editörü sevgili KADİR PİRASOĞLU'nun 
"Deniz Sohbetleri" konuklarıyız








4 Ağustos 2016 Perşembe

02 Ağustos 2016 Black Betty - İnanılmaz...




 Bu akşam iş çıkışı, büyük bir heyecanla Pendik Marina'ya gidiyoruz.
Sadece dergilerden, tv programlarından veya uzaktan izlediğim bir tekneyi yakından görme şansı yakaladığım için çok mutluyum!
Dünyadaki sayılı büyük ve hızlı yelkenlilerden biri olan Black Betty tam 70 feet!!!

  Avrupa yarışlarından birinin arefesinde, hazırlık telaşı içindeyken bizi de konuk eden sevgili Berk Arat ve Ekrem Yemlihaoğlu'na sonsuz teşekkürler!!!

 Black Betty, 2005-2006 Volvo Ocean Race'de onaltı etabın onbirini birincilikle bitirerek şampiyon olmuş.
Saatte 23.5 knotluk hızı ile de çoooook hızlı!!!

Ekrem Yemlihaoğlu, Berk Arat

 Makaralar, vinçler her şey çok çok sayıda ve kocaman!!!
Hatta ürkütücü :)

 Tekne, karbon olduğundan içerisi de siyah tabii. 
Mürettebat sayısına uygun sayıda hamak var.
Onlarca yelken var; boy boy, çeşit çeşit...
Burası çok ilginç...
Ama bi an kendimi bir denizaltı kamarasında gibi hissettim.

Erol Abi de teknik ekibe dahil edilmek isteniyor :)

Cem Hızlan, Berk Arat, Ekrem Yemlihaoğlu
 Teknedeki ölçekler o kadar farklı ki, insan kayboluyor burada!!!
Ve bambaşka bir hissiyata kapılıyor...

 Salması 6m civarında olduğundan her marinaya sığamıyor veya her yere gidemiyor!!!

 Teknenin hareketli salması ile (hidrolik pistonla) istenilen tarafa dengelenebilmesi sağlanıyor. 

Black Betty ve ekibe bol şans diliyoruz...



23 Temmuz 2016 Cumartesi

12 Temmuz 2016 Siz hiç "direk çıkması" gördünüz mü??? :(((


Sivriada dönüşünde Büyükada açıklarında bir sağnaktan geçtik. 
İlk başta, yelkenleri kontrol etmek biraz zorladı ama sonra herşey normal seyrinde gidiyordu.
Ta ki direğin, sırtüstü uzanmış haldeyken, üzerime geldiğini görene kadar!!!
Kendimi havuzluğa atarken, Cem de bana bakıyordu: n'apıyor bu kadın diyerek...
Yelkenleriyle beraber "süzülen" direk, sancak tarafımızda denizdeydi!!!

Sakinliğimizi koruyarak, bize bir şey olmadığı için de nisbeten rahatça gözden geçirdik. 
Direği kesip atabilirdik ama tüm arma üzerindeydi! 
Hem direk de sağlam görünüyordu!
Cem, denize atlayıp sapan yaptı ve direği tekneye bağladık.
Çapariz oluşturabilecek ipleri vs. topladık veya kestik. 

Ve aldık tekneye direği
Yola koyulduk...
Neyse ki, deniz trafiğinin yoğun olmadığı, etrafımızda yakında herhangi bir tekne veya kara parçasının olmadığı, nisbeten "güvenli" bir yerdeydik.
Tüm bu toparlanmaları yaparken biraz da sürüklendik çünkü...

Tüm halatlar karmakarışık olmuştu...
Tek amacımız, direğin, tekneye veya bize zarar vermesini önleyerek sağ-salim karaya çıkabilmekti...

 Biraz kendimize geldiğimizde:
Cem'in direk ile selfie'si :)

 Ve marinaya girişimiz...
Ömer'in objektifinden...

Sağ olsunlar, Erol (Şar) Abi ve Ömer (Kırcal) ile direk, tüm halatlarından arındırıldı.
Yelkenler sağlam :)


İncelemeler sonrası anlıyoruz ki; direk dibi (ıskaça) biraz "sığ" kalmış.
Aslında 3-5mm daha derin olsaydı bunlar olmayacaktı.
Direk de bir gurcatası dışında sapasağlam.
Arkadaşlar, direği tekrar kullanmamızı öneriyorlar ama ben biraz tereddütteyim...

Neyse, dün, yeni direk siparişimizi verdik.
Alüminyum direğimiz yolda :)

Ahşap direğimizi de ihtiyacı olan birine hediye ettik.




21 Temmuz 2016 Perşembe

11-12 Temmuz 2016 Deneme seyri - 1: Sivriada

 Sabahtan yola çıkıyoruz


 Bir süre motorla yol aldıktan sonra

 Yelkenleri açıyoruz



 Keyfim yerinde
Biraz D vitamini alma vakti!



 Sivriada'ya bağlandık


..."Sivri bir kayalık şeklinde olmasından dolayı, Bizans Döneminde Oxia, Türk Döneminde ise 'Sivri' olarak adlandırılmış olan adaya, 1910 yılında İstanbul'un başıboş köpeklerinin bırakılması nedeniyle Yunan basınında 'Nisustan Skilen' (Köpek Adası) da denmiştir."...

Sayın Hatice Özyurt'un hazırladığı ilgili makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
  

 Sivriada, yerleşimin olmadığı bir ada

 Sürgün ve inziva adası olarak kullanılmış


 Oxia Manastırı'na ait kalıntılar bulunmakta
(Bizans Döneminde I. Nikephoros (802-815) zamanında yapılmış)
"Manastır, ada iskelesinin doğusunda bulunan yamacın eteklerinden başlayıp iç kesimlerine kadar devam eden geniş bir alanı kaplamaktadır."

"Manastırdan günümüze ulaşanlara toplu bir halde bakacak olursak; iskele boyunca uzanan bir cephe duvarı, duvarın kuzey ucuna bitişik I. sarnıç kalıntısı, yamacın arka kısmında, tepeye yakın yerde yer alan II. sarnıç yapısı ile tepenin en üst kısmındaki düzlükte, yarım daire şeklinde bir temel kalıntısından oluşan oldukça az mimari malzeme ile karşılaşıyoruz."



 Güneyinde küçük bir limanı bulunuyor; bizim de bağlandığımız...

Sivriada

 Bu da Yassıada "Plati"

Şu anda betonlaşmanın başladığı bir ada haline gelmekte...
Ada ile ilgili bir dokuman:

"Plati"
Bir Ada Denemesi
Enis Batur

Bugünün asıl hedef rotası olan Marmara Adası'na gitmekten vazgeçip marinaya doğru yol alıyoruz...



10 Temmuz 2016 Pazar

09 Temmuz 2016 Ben ve yükseklik korkum...

 Yelken kılıflarımız (kapela) henüz gelmedi; malum bayram dönemi.
Evdeki bilumum nevresimlerden yelkenlere geçici kılıf yaptık; UV hasarından korumak için.
Bu arada yelkenlere biraz daha hükmedebilmek için lazy-jacki halledelim diyoruz
Cem, gerekli ekipmanı giyiyor.

 Fakat nerde bende o kuvvet :)))
Vinçle bile çekemedim 80 kiloyu!!!
Sonra Cem'den bir teklif geliyor; daha bakışlarından anlıyorum ve HAYIIIR diyorum; ben yüksekten çok korkarım!!!

 Ama ikimizden başka kimse yok ki bunu yapacak: bildiğim tüm duaları okuyorum :)))

 Neyse sağ salim lazy-jack iplerini geçiriyorum üstteki gurcataların hizasından

 Böyle sırıttığıma bakmayın
Tüm kaslarım tutulduğu gibi, bir de siyatik sinirim felç oldu sandım; bir uyuşma bir uyuşma sormayın!!!

 Şimdi ayarları yapma işi


 Bumbada, gerekli eklemeler yapılıyor
(mapa, makara, köprü, cemkilit...)

Kapela geldikten sonra tekrar gözden geçireceğiz...